Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Abazan Liseliye Kıyak (Birinci Bölüm)
Bir gün arabamla giderken otostop çeken bir liseli gördüm. Genç oğlanları çok seven biri olduğum için fırsatı kaçırmadım ve durdum. Sağol abi deyip yanıma oturdu. İsmi Gürkan’mış. Lise bire yeni başlamış. 15 yaşındaymış. Beyaz tenli, yüzünde, kollarında bir tüy yok. Güleryüzlü, kibar, ince sesi henüz bozulmamış bir yeni ergen. Tam benim sevdiğim gibi 🙂
Havadan sudan konuşurken bir ara dedim ki sen bu kadar yakışıklısın, kızlar peşini bırakmıyordur. “Yok be abi nerde” dedi, “kızlar çok nazlı oluyo, bize bakmıyolar”. “Eee sen de eline talim ediyosundur o zaman” dedim gülerek. Kızardı, güldü, herhalde kendini benim abi tavırlarım karşısında rahat hissetti ve “evet abi, bi kız verse acaip rahatlıycam ama daha kimsenin ağzına bile veremedim, abazanlıktan ölcem” derken usulca pantalonunun üstünden sikini düzeltti. Benden kaçmaz tabii, “bakıyorum düşüncesi bile seninkini havalandırıyor” dedim. Bunu derken de elimle usulca sikine pat pat dokundum. Bu bir irkildi, sonra güldü, “evet abi hep kalkık namussuz” dedi. “Ne güzel” dedim, “kıymetini bil”.
“Hem” dedim “belki kız buluncaya kadar sana bi kıyak yapıcak biri çıkar”. Anlamamış gibi baktı, “nasıl ki” dedi. “Bilmem,” dedim, “bir arkadaş, hatta tecrübeli bir abi, nasılmış gör diye senin şu yarağı ağzına alabilir belki” dedim, bunu söylerken yine taş gibi olmuş oğlan sikine hafifçe dokunarak, “yok mu öyle biri” dedim. Yine kızardı yavru. “Abi olur mu öyle şey, ben nerden bulayım öyle birini, teklif edicek olsam dayak yerim, erkeğiz sonuçta” dedi. “Erkeklikle alakası yok oğlum” dedim “senin hiç beraber 31 çektiğin arkadaşın olmadı mı, onun gibi bişey”. Durdu, düşündü, “peki sen yapar mısın bana böyle bir kıyak” deyiverdi.
Heyecanımı belli etmemeye çalışarak düşünüyomuş gibi yaptım, gülümsedim. “Hmmm, yaşın bana göre biraz küçük ama olur tabi yaa neden olmasın ki” dedim. Gözleri faltaşı gibi açıldı “ciddi misin abi” dedi. “Eğer çok istiyosan tabii ki ciddiyim Gürkan” dedim, “sonuçta senin gibi yakışıklı bir oğlanın sikini yalamak hiç fena olmaz” dedim. “Offf, süper olur yaa” dedi yeni bir oyuncağı gözüne kestiren bir çocuk gibi, “ne zaman?!” diye sordu sabırsızca. Ben gülmeye başladım, “ne zaman istersen, ama ilk deneyimin arabada olmasın, gel seni evime götüreyim, hem bişeyler yer içer, muhabbet ederiz hem de senin şu tatlı sikinin icabına bakarız” dedim yine pantalonunun üstünden zonklayan oğlan yarağını okşayarak. Bir düşündü, “yabancılarla bir yerlere gitmek doğru değil ama ben sana güvendim, sevdim seni abi, tamam hadi gidelim, off çok güzel olucak” dedi sikini sabırsızca sıkıştırarak.
Evime 15 dakika sonra vardık. Evim bahçe içinde müstakil bir yer. “Oo abi evin güzelmiş” dedi. “Sen gelince daha da güzel oldu” dedim ikimiz de gülümsedik. Çay kahve değil de bir bira istedi. Yaşı küçük olduğu için uyardım ama ısrar etti. Sanırım heyecanını da yatıştırmak istiyordu. Biralarımızı içerken muhabbet ettik. Onunla konuşmaktan acaip keyif alıyordum bu arada. Arada bir bacağına elimi koyup sıkıyor, onu cesaretlendirecek şeyler söylüyor, çözülen dilini sevgiyle dinliyordum. Bir ara elimi hafifçe yarı kalkık sikine atıp “hala azgın mı bu yavru” dedim. “Abi o hep azgın” dedi siki hızla tam sertleşirken, birlikte güldük.
“Hadi o zaman bir bakalım tatlı yarağa” dedim ve cevap beklemeden düğmesini ustaca açıp fermuarını içim gıcıklanarak indirdim. Pamuklu siyah boxer’ı bir çadır gibi ortaya çıktığında hem manzara karşısında hem de sözlerime hafifçe bir kıkırdadı. Donunun üstünden sikini okşamaya başladığımda içim pır pır ediyordu ama tatlı oğlanın hali daha da güzeldi. Hemen kıvranmaya, gözlerini kapatıp ohhhh diye sessizce inlemeye başladı. Hayatında ilk kez bir başkası onun sikini tutuyordu. İlk ya da değil, bu duygu her zaman beni de ohlatmaya yetmiştir. Ama ben bu tatlı bakir yavruya böyle zevk veriyor olmaktan ayrıca da zevk alıyordum.
Okul pantalonunun belinden tutarak yavaş yavaş indirmeye başlayınca oturduğu yerden kıçını hafifçe kaldırararak bana yardım etti ama heyecandan kalp atışını adeta oturduğum yerden duyuyor gibiydim. Pantalonu dizine kadar indirip onu donla bıraktım. Biraz daha donun üstünden yaşına göre normal boydaki sikini okşayıp, yavaşça atletiyle donunun arasına girip, çıplak göbeğini okşamaya başladım. Ama ne tatlı göbeği vardı. Tek tüy bile yok, yumuşacık, bebek gibi. Yüzüne baktım, bakıştık, gülümsedik. Çok yakışıklı olduğunu, bana ona zevk verme fırsatı verdiği için teşekkür ettiğimi söyledim. Göbeğini okşarken ve onun gözlerine bakarken, parmak uçlarımı yavaşça donundan içeri soktum, önce henüz kılların kaplamadığı pamuk gibi kasığına sonra da kıllarının bittiği bölgeye ulaştım. Tam o anda güzel sikinin başı parmaklarımın tersine değdi ve güzel oğlanım gözlerini benden ayırmadan sessizce “Ahhh” dedi. Fazla uzatmadan elimi geri çektim, göbeğini okşamaya ve onu hayran hayran seyretmeye devam ettim. Bu anı uzatmak, ilk tecrübesini çok zevkli yapmak ve aynı zamanda acele etmeden alıştırarak onu mutlu etmek istiyordum. O ise okul pantalonu dizlerinde, taş gibi siki donunda çadır yapmış, sabırla bekliyor, güvendiği abisine kendini bırakıyordu.
Üstündeki okul gömleğinin ve atletinin altından küçük meme uçlarına yöneldim, okşadım. Biraz şaşırmış gibi baktı çünkü o sadece sikini yalatıp çabucak iş bitireceğini sanıyordu herhalde. “Bu senin ilk deneyimin, şu üstünü de çıkaralım, iyice rahat et, elbiselerinle sevişmek çok kötü” dedim. Hafif bir gülümseme ama daha çok açılmış gözlerle hafifçe doğrularak gömleğini çıkarmama yardım etti. Atletini çıkarırken çocuk gibi kollarını yukarı kaldırıp beklediğinde içimde ona karşı yoğun bir sevgi belirdi. Ona ne ben ne başkasının zarar vermesine izin veremezdim. İnce bedeni, küçük meme uçları, tüysüz göbeği ortaya çıkınca bu defa bir “Ahh” da ben çektim. Güldü. “Beğendin mi abi” dedi. “Beğenmemek elde mi, bu ne güzellik” dedim. Göbeğini, memelerini okşarken bir yandan da dizlerindeki okul pantalonunu indirmeye çalıştım. O da yardım etti, ve pantalonunu yere bıraktım. Siyah boxer donuyla kalmıştı sadece. Çadırında da hiçbir azalma yoktu, hatta tam sikinin ucu biraz daha koyu görünüyordu. Islak bir yaraktı yani yavru. Elimi atıp biraz ödüllendirdim onu. Önsularının ıslaklığı içimi ürpertti.
Elinden tutup ayağa kaldırdım, ben koltuğa geri oturdum. Şimdi orta kısmıyla yüzyüze gelmiştim. Onun gözlerinin içine bakıp donunun lastiğini tuttum. Bana gözler yine iyice açık ama hafif bir gülümseme ile bakınca son bir onay almış gibi donunu yavaşça indirmeye başladım. Güzel siki lastikten kurtulunca ok gibi bir zıpladı, burnumdan vurdu beni. Birlikte güldük ama hemen ciddileştik. Ben gördüğüm manzara karşısında hayranlık ve huşu içindeydim. Yeni ergen olmuş çocuklara mahsus ve başka hiçbiryerde bulunamayan kokusu bir anda beni vurmuştu. Donunu yere indirip ayaklarından çıkardıktan sonra bacaklarından yukarıya doğru okşayıp önce taşaklarına ulaştım ve birkaç saniye avuçlayıp okşadım. Onun ahlamalarından keyif alarak bu defa 13 cm’lik oğlan sikini ilk defa avucumun içine aldım. Sıvazlamaya başladım ve bir yandan da burnumu taşaklarına, sikine yaklaştırıp o muhteşem oğlan kokusunu almaya çalıştım. O ise gözlerini kapatmış, başını arkaya atmış ve hayatında ilk kez sikini bir başkasının okşamasının zevkini yaşıyordu. “Off Ömer abi çok güzel” dedi. Ben anı uzatmaya çalıştığım için bu harika oğlan yarağını yalayıp yutmak için can atmama rağmen sabrediyor, arada bir burnumu nerdeyse değecek kadar yaklaştırıp oğlan kokusunu deli gibi içime çekiyordum. Bu güzel kokuyu çok özlemiştim. Sikini okşatacak, koklatacak genç oğlan bulmak çok zor benim gibi yakışıklı, iyi kazanan, hassas ve nisbeten genç (36) biri için bile. Bu kokuyu hafızama kazımaya çalışıyordum. Sadece ellerim çalışıyor, bir elimle bacak aralarını, taşaklarını, kasıklarını okşarken, diğer elimle muhteşem oğlan sikini sıvazlıyordum. Bir an gözlerini açtı. Bacakları titriyor, ayakta zor duruyor gibiydi. Bana da, ne zaman ağzıma alacağımı merak eder gibi bakıyordu.
Gözlerinin içine baktım ve “yatak odama geçelim mi Gürkan’cım, sana en güzel ortamda zevk vermek istiyorum” dedim. Fısıldar gibi “tamam” dedi ve eğilip donunu almaya yeltendi. “Bırak onu” dedim, “ev tamamen bizim, çıplak dolaşabiliriz” ve elinden tutup merdivenlere yöneldim. Onu önüme katıp belinden kavradım ve merdivenlerden çıkarken bembeyaz, tüysüz, küçücük, tatlı oğlan götünü içim gıcıklanarak seyrettim. Bir an dayanamadım ve iki elimle bütün götünü hafifçe okşadım. Durup arkasına baktı. Yüzünde “seni yaramaz” der gibi bir ifade vardı. Ben de utangaç bir ifadeyle baktım ve “merak etme, çok güzel bir popo, bir okşamak istedim sadece, bişey yapmam” dedim. Rahatlamış gibi önüne dönüp koşar adımlarla yukarı çıktı. Yatak odama ulaşınca çocukça kendini sırt üstü yatağıma attı, kollarını başının altına yastık yapıp kıkırdayarak beklemeye başladı. “Böyle daha rahat olurum, sana da daha çok zevk veririm” diyerek ben de üstümdekileri çıkardım. Donum hariç. Korkmasın, rahat olsun istiyordum. “Seninki de kalkmış galiba” deyince, biraz utanarak, “e böyle bir güzellik karşısında kimin kalkmaz ki” diyerek üstüne atladım ve onu göbeğinden, memelerinden, koltuk altlarından azıcık gıdıkladım. Kıkırdama sesi yalnız evimi şenlendirmiş, hayat vermişti.
Herşey yatışınca elimle tüysüz taşaklarını okşamaya, başımı yumuşak göbeğine koyarak tatlı oğlan yarağını seyretmeye koyuldum. Sikini tekrar sıvazlamaya başladığımda yavrum artık iyice rahat hisettiğinden tatlı tatlı inlemeye başlamıştı. Başımı kaldırıp tatlı göbeğine öpücükler kondurmaya başlayınca inlemeleri yükseldi. Gövdem bacaklarının üzerinde duracak şekilde yer değiştirdim ve sikinin altı ve taşaklarıyla burun buruna geldim. O da gözlerini yine iyice açmış, tam dikkatle beni izliyordu. Bacak aralarına küçük öpücükler kondururken ellerimle taşaklarını ve götünün yan kısımlarını okşuyordum. Öpücüklerim güzel, tüysüz taşaklarına yönelince derin bir nefes çekip ohh diye inledi. Yumurtalarını sayısız öpücükle okşadıktan sonra sonunda asıl hedefime geldim. Dimdik, düz ve beyaz siki gövdesine yapışık sırt üstü yatan yavrumun çenesini gösteriyordu. Nadide bir çiçek gibi kokan yeni ergen sikin alt tarafına ve yanlarına taşaklarından kafasına kadar sayısız öpücük kondurdum. Her öpücükle inliyor, kasılan vücudunu hareket ettirmemek için kıvranmamaya çalışıyor ama bazen başarısız olup sikini istemsiz olarak ağzımdan uzaklaştırıyordu. Tekrar taşaklarına yöneldiğimde artık dilimi kulanmaya başlamıştım. Tatlı taşaklarını dilimle defalarca yalıyor, derken sikine geliyor, sikin altını, yanlarını yalıyor, öpüyordum. O “abicim, ah abicim, bu ne güzel şeymiş, büyüksün abicim, ahh, ohhh” gibi sözlerle anı özgürce yaşıyordu.
İşte o anda, o tam alıştım bu zevke derken tatlı oğlan yarağının gövdesine nerdeyse yapışık duran kafasını sosis gibi ağzıma emdim ve durmadan sikin dibine kadar indim. Beyaz tatlı kasığındaki küçük bir bölgede sınırlı sik kılları burnumun içine kadar girmiş, tarif edilmez oğlan kokusu beni yine kendimden geçirmişti. Ama onun hali daha da vahimdi. Yavrum sikinin emilmesiyle kafasını doğrultmuş, “ooooofffff” diyerek onun için tarihi önemi olan bu anı seyrediyordu. Ben onun gözlerinin içine baktım ve zevk ve mutluluktan gülümseyerek küçük yarağı ağzımda tutuyor, dilimle bir yandan da başını yalıyordum. Başımı aşağı yukarı hareket ettirerek ve dilimin sik başı üzerindeki hareketlerini hiç kesmeden sikini emmeye başladığımda o zevkten kafasını yine yatağın üzerine bırakarak “aaahhhhhh Ömer abiiiiiiii” dedi ve kendini zevk dünyasına iyice bıraktı. Ben sikini amansız bir tempoda emmeye devam ediyor, arada ağzımdan çıkarıp taşaklarını emiyor, ne kadar hassas olduklarını unutmadan usulca yumurtalarını tek tek ağzıma alıp dilimle okşuyordum. Sonra aniden yine sikini emip onu habersiz yakalıyor, zevkten bağırtıyordum.
Abazan bir ergen bu muameleye çok dayanamaz. Yatak odasına geçeli 10 dakika, sikinin başını ilk emmeye başladığımdan beri de 5 dakika olmadan tatlı oğlan yarağının ağzımın içinde iyice sertleştiğini hissedince yavrumu daha fazla bekletmeden fışkırtmaya karar verdim. O bana “abi ben akıtıcam dikkat et” deyip uyarmaya çalıştıysa da benim umrumda olmadı. Yavrumun kasıldıkça yataktan kalkan küçük oğlan götünü ellerimle kavradım, kazık gibi olmuş siki taşakdan başa hızla emmeye devam ettim ve saniyeler içinde hem vücudunun, hem ellerimdeki götünün hem de harika sikinin kaskatı kesilerek ağzımın içine fışkırtmasını zevk ve mutlulukla hissettim. İnanılmazdı. Böyle küçük oğlanların sütlerinin daha tatlı olduğunu bilmeme rağmen şaşkınlık içinde sütünün tadını hissettim ağzımda. Yutmadım ama. Onun bağırtıları arasında sikini daha sakin bir şekilde emmeye devam ettim ve akan sütleri ağzımda biriktirdim. Tatlı döllerin sonu gelince artık çok hassas olduğunu bildiğim sikini ağzımda tuttum sadece. Sonra da siki ağzımdan usulca çıkarıp dilimle tatlı sütleri ağzımda iyice çevirdikten sonra onun kısık gözleriyle beni izlemesinden de zevk alarak, gözlerimi kısıp “hmmmm” diyerek yuttum. Ağzımı şap şap yapıp, “çok tatlıymış” deyince o da ben de gülmeye başladık.
Beş dakika sonra giyinmiş, aşağıda salonda oturmuş muhabbet ediyorduk. “Çok teşekkür ederim abicim, bana bu kıyağı kimse yapmazdı” dedi. “Benim için bir zevkti dostum” dedim, “ne zaman istersen ara gel, tekrarlarız”. Düşünceli bir çocuk olduğu için sormadan edemedi “Ama sen gelmedin, seninki de kalkmıştı, sana haksızlık olmuyor mu?”. Çok hoşuma gitmişti bu. “Bu gün senin günündü, senin anındı. Sen beni merak etme. İstersen bi dahakine benim ufaklığın da icabına bakarız bir şekilde” dedim, “Hem sen gidince emin ol ben onu mutlu edicem.”. Durdu, düşündü ve “Ne kadar iyisin abi. Sana rastladığım için ne şanslıyım” dedi. “Gürkan’cım bu koca İzmir’de senin gibi bir çocuğa rastlamam yıllar sürdü. Asıl ben şanslıyım” dedim. Biraz daha muhabbetten sonra onu evine yakın bir yere bıraktım. Ayrılırken eğer o isterse tekrar görüşmeye söz verip yanağından usulca öptüm. O da bana yine çadır olmuş pantalonunu gösterip “bende bu azgın varken hergün aynı şeyi isterim herhalde, yarına ne dersin?!” diyerek bir kahkaha patlattı. “Eğer isterse her gün yerim o tatlı yarağı” dedim. Mutlulukla gülerek bana içten bir öpücük verdi ve arabadan indi, el sallayarak benim gidişimi izledi. Oğlanları mutlu etmek ne güzel.
Yorumlarınızı, yapıcı eleştirilerinizi, varsa övgülerinizi ve her türlü iletişiminizi [email protected] adresine beklerim.
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32